HOTEL ODASI
Özgürlüğü sığdırdım kutusuna.
Bir kelebeğin kanatlarının cızırtısı seviyor.
Dirim dirim parlıyor ıslatmaya korktuğum,
Tepelerden kayarak geliyor.
Ot üslerinden, sağanağa konmuş.
Baca tüten tüm çatılarda,
Üstünü
Dudaklarım titriyor.
Soğumuş ağzımdan donuk gülümsemeler.
Çıkar.
Sözlerin!
Ne güzel, diyorum; şu apartman lambasında,
Ölme yanılgısı var, baş kaldırma.
Ama kalem içleri değiştirmek var hep.
Donarsın dediğim kelebek,
Yaşar, ne yazık, sanmıştım.
Kahveler, oda içlerinin yatak üstlerine kıvrıldığı noktalarda.
Koyu bir at beliriyor.
Saçları sarıslak
Cılız bir at bu- besbelli cılız.
Çivisi sağlam olsa hatta demirlerinin, şu kumlarının sıcağına dayanma,
Demircinin gözleri iyi görüyor olsa,
Şu çöl hatırası kumlara,
Kimse yok demirden bir tabela yapacak.
Yağmur yağıyor.
Nemler dolaşıyor kuytularda oyuntuların
Burnumun iki yanı hep tuz gören odalar- Rutubetli-
Kendime, soyuver onları altlarında anlam ara diyorum.
Kalk diyorum içimden.
Altın sarı dalgalı cam fanuslarda çiçekler biten.
Mürekkep değiştirme vakti.
Ne güzel.
Musa Samet Önlü
Yorumlar